2 Ocak 1978. İstanbul’un kalbinde, Perşembe Pazarı’nın dar sokaklarından birinde Kardeşim Sokak’ta, Mısılıoğlu Pasajı’nda sessiz sedasız doğan bir hayaldi adeta… O gün atılan küçük bir adımın, yıllar sonra sektörün en köklü çınarlarından birine dönüşeceğini kim bilebilirdi?
Üç genç… Cesur, çalışkan ve öğrenmeye aç. Hayatın onlara sunduğu zorluklara rağmen yılmadan, yorulmadan hayallerinin peşinden yürüdüler. O gün, sadece bir şirketin değil, bir kültürün, bir ailenin ve bir mirasın temelleri atıldı.
Yıllar geçti… Krizler geldi, fırtınalar koptu. Ama bu çınar, köklerini derinlere salmıştı bir kere. Sarsıldı belki ama hiç yıkılmadı. Çünkü bu çınarın gövdesi sadece demir ve çelikten değil; inançtan, emekten ve vefadan örülmüştü. “İnançtan kasıt nedir” bu hikayenin sonlarına doğru daha fazla açıklama bulabileceksiniz.
Zaman, maalesef bazı kıymetli dalları bizden kopardı. Saygıdeğer Nurhan Ölçer ve Selçuk Elbe artık aramızda değil. Ama onların izleri, her köşede, her başarıda yaşamaya devam ediyor. Ve elbette, bu yolculukta yalnız kalan olmadı. Nurhan Elbe’nin yanında, yıllarını bu yapıya adamış bir ekip vardı: Nayat Hanım, Nuri Bey, Sevan Bey… Her biri bu çınarın dallarını daha da yukarılara taşıyan isimler oldular.
Ve şimdi… 2025 yılındayız. 48 yıl sonra, bu çınarın gölgesi sadece Türkiye’ye değil, belki de çok yakında dünyanın dört bir yanına yayılacak. Yurt dışı ofisleri mi? Kim bilir… Zaman her şeyi gösterecek.
Ben, Nurhan Elbe, bu uzun ve anlamlı yolculuğu kaleme alma kararı aldım.Bu yazı dizisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece bir şirketin değil, bir ailenin, bir hayalin ve bir direnişin hikâyesini anlatmak için…
Bir sonraki bölümde: O ilk gün neler yaşandı? Üç genç nasıl bir araya geldi? Hangi hayallerle yola çıkıldı? Ve ilk büyük sınav neydi?
Takipte kalın…
Yazıyı Paylaş: