Blokzincirinde Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik raporu yayımlandı
KPMG Türkiye’nin Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ile ortak çalışması sonucu, Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) tarafından hazırlanan “Blokzincirinde Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik” raporunda, blokzincir teknolojisine ilişkin güncel konular ve kullanım alanları değerlendiriliyor.
Globalleşme, kitlesel üretim ve tüketim, ürün çeşitliliği gibi faktörler, üretici kuruluşları tedarik zincirinde yeni yollar aramaya itiyor. Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ise tedarik zinciri yönetimini iyileştiren iki önemli unsur olarak öne çıkıyor. Dijitalleşme, tedarik zincirinin daha şeffaf, izlenebilir, güvenli, hesap verilebilir olmasını ve maliyet avantajı yaratmasını sağlarken sürdürülebilirlik Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak için tedarik zincirinin tekrar kurgulanması ve iyileştirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
KPMG Türkiye ve Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) tedarik zincirinin sürdürülebilirliğinin endüstriler için gün geçtikçe önemli hale gelmesinden yola çıkarak yaptıkları ortak çalışması sonucu Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) Üretim, Lojistik ve Ulaşım Çalışma Grubu tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri İçin Blokzincir Uygulamaları” raporunda tedarik zincirlerinde blokzincir teknolojisinin kullanımına ilişkin güncel konular ve kullanım alanları yer alıyor. Raporda “Blokzincir Teknolojisi” başlığı altında blokzincirin dış ticaretteki kullanımı ve dünyada blokzincir girişimlerine örnekler verilirken “Sürdürülebilir Kalkınma” başlığı altında ise bu teknolojinin sürdürülebilirliğin çevre, soysal ve yönetim boyutlarına katkıları ve bu alanda hayata geçiren örnek uygulamalar paylaşılıyor.
Hazırladıkları raporla ilgili değerlendirmede bulunan Blockchain Türkiye ve Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulları Başkanı Faruk Eczacıbaşı, “Blokzinciri diğer teknolojilerden ayıran en temel özellik beraberinde getirdiği sektörler arası konsorsiyumlar, platformlar gibi ortamlarda ‘birlikte çalışma’ ihtiyacıdır. Yeni bir düşünce kalıbı olarak blokzincir, ekosistemlerin önemini artırırken teker teker şirketler ve onların ürünlerinden ziyade, bir arada değer yaratmayı başarabilen ekosistemleri ön plana çıkarıyor. Bu sebepten, Türkiye Bilişim Vakfı olarak blokzincir teknolojisinin Türkiye’de yaygınlaşması, bilinirliği ve kullanımının artırılması, faydalarının araştırılması ve stratejik önceliklerinin saptanması gibi temel hedeflerle, Blockchain Türkiye Platformu’nu hayata geçirdik. Bu platform Türkiye’de sürdürülebilir blokzincir ekosistemi oluşturarak bu teknoloji ile yeni dönem iş yapış biçimlerinin önündeki zorlukların giderilmesine yönelik bir paylaşım platformu. Dünya, buhar makinesinin icadından bu yana alıştığımız ‘önce üret, sonra sat’ iş modelinden, ‘birlikte üret, sat ve tüket’ kavramlarına doğru yolculuğa çıkarken bu platformun ve ürettiği çalışmaların ülkemize büyük faydalar sunacağına inanıyoruz. KPMG Türkiye iş birliği ile hazırlanan bu raporun da blokzincir teknolojisinin tedarik zincirlerindeki faydalarını somut örnekleri ile ortaya koyması açısından oldukça değerli bir çalışma olduğunu düşünüyorum” dedi.
KPMG Türkiye Ülke Başkanı Murat Alsan ise şunları söyledi: “Dünya genelinde sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için iklim değişikliği ile mücadelenin artık zorunluluk olduğu bir dönemdeyiz. Artan çevresel sorunlar ve maliyetler, sınırlı doğal kaynaklar, küresel ısınma, enerji kaynaklarının tükenmesi gibi sorunlar şirketlerin tedarik zincirlerinde çevresel ve sosyal riskleri değerlendirmesini ve önlem almasını hayati kılıyor. Blokzincir teknolojisinin tedarik zinciri boyunca sağladığı şeffaflık ve izlenebilirlik sayesinde kaynak kullanımı daha verimli hale gelirken karbon emisyonlarının azaltılmasında da kuruluşlara gerçek veriyi sunuyor. Blockchain Türkiye Platformu bünyesinde hazırladığımız bu raporda, blokzinciri teknolojisinin dünya genelindeki en iyi uygulama örneklerini paylaştık ve sürdürülebilirlik alanında sunduğu çözüm önerilerini etraflıca inceledik. Önümüzdeki dönemde, blokzinciri teknolojisinin sadece tedarik zinciri ağlarını dönüştürmekle kalmayacağını; finans, ulaşım, tarım, perakende ve daha birçok hayati öneme sahip sektörde sağladığı katma değerli çözümler ile sürdürülebilirlik alanında fark yaratacağını öngörüyoruz. Raporumuzun ülkemizin sürdürülebilirlik yolculuğuna ışık tutmasını ve gelişmelerin ülkemizde de hızlanması için verimli bir tartışma ortamı yaratmasını diliyoruz.”
Dış ticaret ekosisteminde kullanımı artacak
Dış ticaret süreçlerinde birçok tarafın bir araya geldiği bir ekosistemin söz konusu olduğuna vurgu yapılan “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri İçin Blokzincir Uygulamaları” raporunda, “Dış ticaret işlemleri sırasında birçok belge üretimi ve bu belgelerin taraflar arası paylaşımı gerçekleşiyor. Bu belgelerin blokzincir teknolojisi ile entegre edilmesi ve devlet tarafındaki süreçlerin dijitalleşmesi ile birlikte zaman ve maliyet etkin bir ekosistemin kurulması ticareti kolaylaştıracak ve dış ticaretteki taraflar arası güven sağlanacaktır” ifadelerine yer veriliyor.
Raporda blokzincir kullanımının, dış ticaret ekosisteminde ilerleyen yıllarda artacağı alanlar ise şu şekilde sıralanıyor: Mevzuata uyumun artırılması, ticaretin kolaylaştırılması, hata ve ihlallerin tespiti, beyannamenin hazırlanması, kurumlar arasında veri değişimi, yasal zorunlulukların/sertifikaların otomasyonu, kimlik tespiti, vergi tahsilatı ve sonradan kontrollerin etkinliğinin artırılması.
Kaynak kullanımını daha verimli hale getiriyor
Blokzincirinin sürdürülebilirliğe çevre, sosyal ve yönetişim boyutlarına etkisinin de ele alındığı raporda blokzincir teknolojisinin sağladığı şeffaflık ve izlenebilirlik sayesinde kaynak kullanımının daha verimli hale geldiğine, sera gazı emisyonlarının azaltımında kuruluşlara gerçek veriyi sunduğuna dikkat çekiliyor. Bu teknoloji ayrıca tedarik zincirlerinde ortaya çıkan atıkların yönetimine, döngüsel ekonomiye katkı sağlarken ham madde ya da ürün nakliyesinde yaşanan sorunları akıllı anlaşmalarla gidererek ulaşım maliyetini ve süresini de azaltıyor. Gerçek zamanlı takip ile sera gazı emisyonları hesabında ve ürünlerin yaşam döngüsünün değerlendirilmesinde kolaylık sağlanırken tedarikin hangi aşamasında emisyon salınımının yüksek olduğu belirlenerek karbon yakalama teknolojilerinin gelişimi destekleniyor. Bunlarla birlikte yasal olmayan uygulamaların örneğin hayvan ve bitki tedarikinin tespit edilmesinde denetçilere daha hesap verilebilir ve güvenilir veriler sunuyor.
Yolsuzlukların önüne geçiyor
Blokzincirinin sosyal boyuta etkisini de değerlendiren rapora göre blokzincir teknolojisi sayesinde verilerin yalnızca yetkili ağlar tarafından değiştirilebilmesi, tedarik zincirinde yer alan çeşitli paydaşların yolsuzluktan korunması sağlanıyor. Ayrıca, blokzincir teknolojisi tedarik süreci için şeffaf bir kayıt tutulmasını sağlayarak, güvenilir ve etik tedarikçilerden güvence alınmasını da sağlıyor. Raporda blokzincirin akıllı sözleşmelerin uygulanabilmesini sağlayarak ekonomik boyuta katkısı da aktarılıyor. Tedarik zinciri boyunca paydaşlar tarafından yapılan değişikliklere otomatik olarak tepki veren ve sözleşmeyi bildiren bu uygulamalar, şirketler tarafından para ve zamandan tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda, gününde gerçekleşen teslimatlar veya ödemelerin takibinin tek ve değişmeyen bir sistemden yapılıyor olması, paydaşlar arasındaki güveni ve iş birliğini oluşturmaya yardımcı oluyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.